Romatoid Artrit Hastalarında Hücresel Oksidan ve Antioksidan Statü ve Hastalık Aktivitesi İle İlişkisi
Hilal Kocabaş1, Volkan Kocabaş2, Sadık Büyükbaş2, Ali Sallı1, Hatice Uğurlu1
Anahtar Kelimeler: Antioksidanlar, hastalık aktivitesi, romatoid artrit
Özet
Amaç: Son yıllarda romatoid artrit (RA) gibi inflamatuvar artritlerin patogenezinde reaktif oksijen metabolitlerinin rolüne ilgi oldukça artmıştır. Bizim bu çalışmamızdaki amaçlarımız RA hastalarında plazma ve özellikle eritrositlerdeki oksidan ve antioksidan statüyü araştırmak ve bu statünün hastalık aktivite indeksi (DAS) 28'e göre ılımlı, orta ve şiddetli olarak ayrılan hastalık aktivitesi ile ilişkisini belirlemektir.
Yöntem ve Gereçler: Elli RA hastası ve 26 kontrolden alınan açlık kan örneklerinde plazmada ve eritrosit içinde malondialdehit (MDA), ksantin oksidaz (XO), ve superoksit dismutaz (SOD) değerlerine bakıldı. Hastalık aktivitesinin değerlendirilmesinde ise Hastalık Aktivite Skoru (DAS)-28 kullanıldı.
Bulgular: Romatoid artrit hastalarında MDA ve XO'nun plazma seviyeleri ile MDA ve SOD'nin eritrosit seviyeleri kontrol grubundan anlamlı derecede fazla idi. Her ne kadar MDA'nın plazma seviyeleri ılımlı ve orta, eritrosit seviyeleri ise ılımlı aktivite grubunda kontrollerden farklı değilse de (p>0.05) plazma seviyeleri şiddetli (p=0.001), eritrosit seviyeleri hem orta (p<0.001) hem de şiddetli RA hastalarında (p<0.001) anlamlı olarak yüksekti. RA hastalarında plazma SOD seviyeleri anlamlı yükseklik göstermese de (p=0.241) eritrosit SOD seviyelerinde anlamlı bir artış vardı (p<0,001). Eritrosit SOD aktivitesindeki bu artış ılımlı RA'da anlamlı olmasa da orta ve şiddetli RA'da oldukça anlamlıydı (sırasıyla p=0.002 and p<0.001).
Sonuç: Çalışmamızda bulduğumuz sonuçlar özellikle şiddetli hastalık aktivitesi bulunan RA hastalarında artan plazma ve eritrosit MDA seviyelerinin inflamasyona bağlı olarak oksidatif stresi artırdığını göstermektedir. Bununla birlikte özellikle orta ve şiddetli aktivitesi olan RA hastalarındaki eritrosit SOD aktivitesindeki artış ile bu strese en azından hücresel seviyede karşı koymaya çalışıldığını öne sürebiliriz. (Turk J Rheumatol 2010; 25: 141-6)